Perinthos (Herakleia) Antik Kenti

Perinthos (Herakleia) Antik Kenti: Trakya’nın Kadim Başkenti

Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi ilçesinde yer alan Perinthos (Herakleia) Antik Kenti, 5 bin yıllık tarihi geçmişiyle Trakya Bölgesi’nin en önemli antik yerleşimlerinden birini oluşturmaktadır. Roma döneminde Thrakia eyalet başkentliği yapmış olan bu kadim kent, günümüzde de süregelen arkeolojik kazılarla tarihinin bilinmeyen sayfalarını araştırmacılara sunmaya devam etmektedir.

Tarihi Kökleri ve Kuruluş Efsanesi

Perinthos Antik Kenti, MÖ 6. yüzyılda Samos Adasından gelen topluluklar tarafından kurulmuştur. Antik kaynaklarda George Syncellus’a göre kent yaklaşık MÖ 599 yılında kurulmuş bir Samos kolonisidir. John Tzetzes’e göre kent erken dönemde Mygdonia (Μυγδονία) adını taşımaktaydı.

Kentin stratejik konumu, Marmara Denizi’nin (antik çağda Propontis) kuzey kıyılarında, doğal bir liman oluşturan küçük bir yarımada üzerinde bulunmasından kaynaklanmaktaydı. Bu konum, hem ticari hem de askeri açıdan büyük avantajlar sağlamış, kenti Antik Çağ boyunca önemli bir merkez haline getirmiştir.

Coğrafi Konum ve Kentsel Yapı

Marmara Denizi kuzey kıyısında konumlanan Perinthos/Herakleia Antik Kenti, İstanbul’a yaklaşık 90 km, Tekirdağ’a ise 43 km uzaklıktadır. Kent, Selymbria’nın 35 kilometre batısında ve Bizans’ın 90 kilometre batısında yer almaktaydı.

Kent, amfitiyatro şeklinde bir tepe yamacında kurulmuştu. Antik yazarlardan Diodoros, MÖ 4. yüzyıl ortalarında II. Philip’in Perinthos’u kuşatmasını anlatırken, akropolis eteklerindeki evlerin uzaktan bakıldığında bir tiyatronun oturma sıralarındaki insanlar gibi göründüğünü belirtmektedir. Bu tasvirler, kentin eşsiz mimari düzenlemesi hakkında önemli ipuçları vermektedir.

Roma Dönemi ve Eyalet Başkentliği

Perinthos, Roma İmparatorluğu döneminde en parlak çağını yaşamıştır. Roma İmparatorluğu’nun Trakya eyaleti başkenti olarak işlev gören kent, bu statüsüyle birlikte büyük bir gelişme göstermiştir. Roma döneminde kent, sadece idari bir merkez değil, aynı zamanda önemli bir ticaret ve kültür merkezi haline gelmiştir.

Via Egnatia olarak bilinen ve Doğu Roma ile Batı Roma arasındaki en kısa rotanın üzerinde yer alan kent, önemli bir konaklama noktasıydı. Bu stratejik konum, kentin ekonomik ve siyasi önemini daha da artırmıştır.

Roma döneminde kentin mimari yapısı da büyük değişiklikler geçirmiştir. Anıtsal yapılar, hamamlar, tiyatro ve diğer kamu binaları inşa edilerek kent, döneminin modern standartlarına uygun hale getirilmiştir.

Herakleia Dönemine Geçiş

Asıl Perinthos olan kentin adı 3. yüzyılda Roma İmparatoru tarafından Herakleia olarak değiştirilmiştir. Bizans döneminde adı Herakleia (Ἡράκλεια) olarak değiştirilen kent, Bizans döneminde eski cazibesini yitirmiştir. Bu isim değişikliği, sadece idari bir karar değil, aynı zamanda kentin kültürel ve dinsel yapısındaki dönüşümü de yansıtmaktadır.

Herakleia adı, Yunan mitolojisindeki kahraman Herakles’ten (Herkül) türetilmiştir. Bu isim değişikliği, Roma İmparatorluğu’nun Hellenistik kültürü benimseme politikasının bir yansıması olarak da değerlendirilebilir.

Bizans Dönemi ve Mimari Kalıntılar

Bizans döneminde Herakleia, önemli bir Hıristiyan merkezi haline gelmiştir. Bu dönemde inşa edilen dini yapılar, kentin mimari mirasının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.

Perinthos Bazilikası’nın kuzey ve güney neferi, atrium kuzey kanadı, iç ve dış narteks bölümleri opus tessellatum mozaik; naos ve atriumun orta bölümü ise mermer plaka döşeme ile kaplıdır. Bu detaylar, Bizans döneminin sanat anlayışını ve teknik becerilerini gözler önüne sermektedir.

Bazilikanın güney batısında geç dönemde şapel olarak kullanılan bölümler de, kentin Hıristiyan topluluğunun büyüklüğü ve örgütlenme düzeyi hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.

Günümüzdeki Arkeolojik Çalışmalar

Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi ilçesinde yer alan 5 bin yıllık Perinthos Antik Kenti’nde kazı çalışmaları tiyatro alanında sürüyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Koçel Erdem başkanlığında yürütülen bu çalışmalar, kentin gizemli geçmişine ışık tutmaya devam etmektedir.

Yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkan tiyatro kalıntıları, kentin kültürel yaşamının zenginliği hakkında önemli ipuçları vermektedir. Tiyatro, sadece bir eğlence yapısı değil, aynı zamanda politik toplantılar ve dini törenlerin de düzenlendiği çok işlevli bir mekân olarak kullanılmaktaydı.

Arkeolojik Sit Alanı Statüsü

Perinthos Antik Kenti, I. ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı statüsündedir. Bu statü, kentin tarihi ve kültürel değerinin resmi olarak tanınmasını sağlamakta ve gelecek nesillere aktarılması için gerekli koruma önlemlerinin alınmasını garanti etmektedir.

Sit alanı statüsü, aynı zamanda yapılacak arkeolojik çalışmaların bilimsel standartlarda ve sistematik olarak yürütülmesini de sağlamaktadır. Bu sayede ortaya çıkarılan buluntular, uluslararası bilim dünyasında da kabul görmektedir.

Kentin Tarihsel Önemi

Tekirdağ’ın 40 km kadar doğusunda yer alan Marmara Ereğlisi ismini Herakleia’dan almıştır. Bu durum, antik kentin modern yerleşim üzerindeki kalıcı etkisini göstermektedir.

Perinthos-Herakleia, sadece bölgesel değil, aynı zamanda uluslararası bir öneme sahip antik kenttir. Roma İmparatorluğu’nun Trakya eyalet başkenti olması, Via Egnatia güzergâhı üzerinde bulunması ve zengin kültürel mirası ile Anadolu’nun en önemli antik kentlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Osmanlı Dönemi ve Modern Çağ

1452 yılında Osmanlı hâkimiyetine giren kent, bu dönemde farklı bir kimlik kazanmıştır. Osmanlı döneminde Marmara Ereğlisi adını alan yerleşim, antik mirasını korumuş ancak yeni bir kültürel katman daha eklenmiştir.

Günümüzde Perinthos-Herakleia Antik Kenti, hem bilimsel araştırmalar hem de kültür turizmi açısından önemli bir potansiyel taşımaktadır. Süregelen arkeolojik çalışmalar, kentin henüz keşfedilmemiş birçok sırrını barındırdığını göstermektedir.

Perinthos (Herakleia) Antik Kenti, 5 bin yıllık tarihi boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, her dönemde Trakya Bölgesi’nin en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Günümüzde devam eden arkeolojik çalışmalar, bu kadim kentin Anadolu ve Balkan tarihindeki yerini daha da netleştirmektedir.